Korkusuz müellifi Can Ataklı, “İktidarın ‘Madem o denli işte böyle’ mantığı ile dayattığı ‘türban Anayasa’ya girecek’ teklifi çok problemli bir süreci başlatıyor. Anayasada var olan ‘temel hak ve özgürlükler’ kapsamına vilayetle de türban tarifinin eklenmesi günümüz siyasi iklimi açısından çok tehlikeli” görüşünü söz etti.
Ataklı, düzenleme yapılmak istenen “Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması, hiçbir bayanın başının örtülü yahut açık olması kaidesine bağlanamaz” cümlesindeki meşakkat gördüğü konuları şöyle sıraları:
“Başının örtülü olmasının hiçbir tarifi yapılıyor. Bu durumda anayasa teklifinin kabulü ile başta türban olmak üzere çarşaf, peçe, burka üzere hepsi de İslami kurallara uygun sayılan tüm giysilerin kullanılmasının yolu açılacak. Peçeli öğretmen, burkalı polis, çarşaflı milletvekili olmak artık mümkün hale gelecek.
Referanduma gidilmesi halinde bu değişikliğe hayır demek de başka bir Anayasa kabahati. Zira temel hak ve özgürlükler referanduma doğal tutulamaz. Bu durumda neyin referandumudur bu ve buna karşı çıkmak isteyenler ne yapabilecek?
İktidar bu yolla dini istismara ederek tekrar haksız bir siyasi kar elde ederken öte yandan toplumda kutuplaşma da körüklenmiş olacak.”
Ataklı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın referandum konusundan vazgeçtiği görüşü hakimken mevzuyu tekrar dilendirmesiyle ilgili olarak “Erdoğan’ı tekrar ‘şahin’ hale getirme önerisi nasıl ve kimlerden geldi sanki?” sorusunu gündeme getirdi.
Yazının tamamını okumak için .
TIKLAYIN – Erdoğan’dan başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliği teklifi açıklaması: Parlamentoda çözülmezse, millete gideriz
CHP’den başörtüsü kararı: Hukuk raporu hazırlanacak, MYK değerlendirecek